ZAMAN-MEKAN-DÜŞMAN
Saat… 04:00, ve girmiyorsa uyku gözüne, bir türlü bitmiyorsa gece, gündüzden bir şey bekleme, bir güneşle bitmez derdin. Kabul et artık acının egemenliğini, ışık sadece görebilenler içindir, senin karanlığına neden hükmetsin ki? Düşünceler beynini yiyip bitirirken, körlüğün o ışıktan nasıl medet umsun?
Yer… istasyon, ve gelmiyorsa beklediğin tren, uçsuz bucaksız raylara umutsuzca bakarak hayıflanıyorsan terk edişinden, gitmeyi umduğun yer gitmeyi istediğin yer değil artık. geri dönmek için hala şansın var. Gururunu ve kırılmışlığını yoluna devam edecek olan rüzgara bırak, trenle gitmesi gereken onlar, sen değil.
Düşman… deniz, ve bilmiyorsan yüzmek, bildiğin ve böbürlendiğin onca şey bu küstah korkunu yenmene yardımcı olabilecek mi? boğulmamak için yüzmeyi denememek, denizi düşman telakki etmek, öleceğini bildiğin için yaşamamayı seçmeni de gerektirmez mi? korkuların için bir deryadan, bir hayattan vazgeçmek seni sen yapan şeyi, iradeni inkar etmektir, yadsımaktır. Ölmesi gereken sen değil, korkuların. denizin huzur veren sesini, dalgalanan nefesini hissetmek için daha ne bekliyorsun?
3 yorum:
mest oldum
jest oldum :) böyle bi şarkı vardı galiba...
mustafa sandal!!:)
Yorum Gönder