left kanilski | yazmak, kendine alışamamaktır!: serbest edebiyat 11


serbest edebiyat 11

İYİYİM ANNE

Annem halimi hatırımı sordu bu sabah telefonda, her zamanki telefon görüşmelerimizdeki gibi… ama bu sefer doğruyu söyleyemedim. Genelde iyi olurum annemle konuşurken. Onun karşılık beklemeden gösterdiği sevgisi cümlelerine yansır ve sahici merak yansıtan soruları endişesindendir. Bunu bilirim. Ses tonu daha bir sevecen, daha bir şefkatli olur. Sosyal çevre denilen menfaatçi insan topluluklarıyla iletişime geçtiğimdeki gibi tetikte olmam onunla konuştuğumda. Kalkanlarımı indiririm korkusuzca.

Annem bundan yıllar önce, kurtlar arasına bir kuzu gönderdiğini söylemişti gözlerimin içine bakarak. İşte o zamandan beri ben de kurtların arasında onlardan biriymişim gibi gezdim. Belki onlar da annelerinin yanında kuzudurlar, kim bilir? Onun içindir işte ihtiyatlı arkadaşlıklarım ve daima teyakkuz halinde oluşlarım. Annemle yaptığım telefon görüşmelerine formalite havası sinmez hiçbir zaman. “Bitse de gitsek” kaygıları bürünmez. Onun sesi yıllar önceki masumiyetimi çağrıştırdığı için iyi olurum ve onu da bu haberden iyi hissettirecek bir şekilde dürüstçe, “iyiyim anne” derim. Fakat bu sefer her zamanki özgeci Erhan yoktu telefonda. Dürüst olamadım. Çünkü iyi değildim. Yapamadım.

Nedenini burada zikretmek istemediğim, melâl dolu ve hüzünle kaplı bir ruh halindeyim bu aralar. Kısaca kötüyüm. Mutsuzlukla huzursuzluk arası bir yerlerdeyim. Ve bu konuşma tam da bu döneme geldiği için şanssızım. Ve bugün anneme her şeye rağmen “iyiyim” dediğim için de yalancıyım. Öğlene doğru sıcak bir pazar kahvesi eşliğinde otururken neden yalan söylediğimi sorguladım. İyi olmadığım halde kötüyüm demem, kuzunun kurda öykünmesinden miydi acaba?

Birazcık düşündükten sonra içimi rahatlatan şu cevaba ulaştım. Kötüyüm deseydim hem onun bu dediğime üzüleceğini hem de onun üzüldüğünü bilip daha sonra benim de bu duruma üzüleceğimi düşündüm. Şimdi, ona iyi olduğumu söylemiş olmamın onu iyi hissettirdiğini biliyorum. Ve onu iyi hissettirmiş olmam, bir kaç günlük kötü oluşumun üstüne huzur dolu bir rüzgar estirdi. Şu anda iyiyim. Kısacası, bugün ruh halim kötünün ve iyinin kapışmasını yaşadı. Kötüyken, gerçeği hak eden insana yalan söylediğim için daha da kötüleşecekken, onun mutlu olması adına davranmamın mutluluğu içindeyim. Belki annemin, ona ne zaman “nasılsın” diye sorduğumda “iyiyim oğlum” demesi de bu yüzdendir.

4 yorum:

Dilcun D. dedi ki...

Ben de öyle yaptım dün Erhan, "İyiyim annecim," dedim. Kapadım telefonu ağlamaya devam ettim. Ama biliyorum ki "İyi değilim," deseydim o güzel aklı daha çok kalacaktı bende, yediği yemek boğazına dizilecekti. Çok iyi anlıyorum seni... Kuzu kurda öykünmüyor bence, öykünmesin de. Anasının kuzusu olarak kalsın.

kanilski dedi ki...

umarım annelerimiz okumaz bu yazıyı dodo:)senin paskalya da kutlu olsun bu arada. (paskalya kutlanırken ne denmeli bilmiyorum tam olarak)

kanilski dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Dilcun D. dedi ki...

evet okumasınlar... teşekkürler, evet "mutlu paskalyalar," filan denir, ben anladım seni :)