left kanilski | yazmak, kendine alışamamaktır!: lirik edebiyat #6 (16.11.09)


lirik edebiyat #6 (16.11.09)

HEMEN ŞURACIKTA



Bakışlarında kendini belli ediyor tutkuların, mimiklerinden okunmaya başlamış bile kirli arzular.

Niyetin ve emelin bu kadar anlaşılıyorken ne gerek var cümlelere?

Ne gerek var oradan buradan konuşmalara?

Bize ne Ayşe’nin kıskançlık krizlerinden, bize ne Ahmet’in Ayşe’ye yaptıklarından?

Ya da bize ne gereği var hangi şarkıyı dinlediğimizin, hangi kitabı okuduğumuzun?

Hemen soyunup şu işi şuracıkta bitirsek ya…

Susamış olan hiç bardağın köşesine, kenarına dikkat eder mi? Oyalanmadan içiverir kana kana.

Hadi gel!

Evim yakın.

Hemen şuracıkta!

5 yorum:

Aşk ve Zehir dedi ki...

Kirlenmiş arzular, tutku ve ihtiras. Şuracıkta ve hemencecik.. Yap ve bitir, ne bağ olsun ne bağlanalım. Olmasın bir dahası. Ne sen gör ne ben arayayım.

Herşey artık bu kadar basit maalesef!

21.yy modeli diyoruz buna Kanilski.

kanilski dedi ki...

ama bence, her şey zaten bu kadar basitti Aşk ve Zehir... biz, geçip giden hayatımızın hatırlanası bir değeri olsun diye şu basitliği çoğu zaman karmakarışık hale getirmeye çalışıyoruz. tutku varsa, ihtiras varsa, mutlaka aşk kıyafetini mi giydirmeli ona? üstüne aşk örtüsünü örtünce, her şey yakışık, her şey ulvi mi oluyor?

yine de aşk güzel şey olmalı, Aşk ve Zehir... sen yaşadın sen biliyosun :)

Aşk ve Zehir dedi ki...

Güzel(di!) Kanilski... ben artık kendi oyunlarımı kendi koyduğum kurallara göre oynuyor ve geçip giden hayatımı anlamlandırmaya çalışıyorum.
Yakışık alsın almasın! Burası benim oyun alanım :)

ELİF dedi ki...

Bir bayram gülüşü savur göklere, eski zamanlara gülücükler getirsin öyle içten samimi, gözyaşlarını bile tebessüme çevirsin. İyi Bayramlar.

kanilski dedi ki...

Elif, çok çok özürler... yeni gördüm yorumu:( sana da o zaman iyi noeller diyerek durumun garabetini dengelemeye çalışıyım...

sevgiler